Yelkencilik alanında Ortadoğu’da bir süredir öylesine büyük bir hareketlilik var ki gözlerden kaçması mümkün değil. Yelkencilikte büyük atılımlar gerçekleştiren Arap ülkeleri uluslararası organizasyonlara evsahipliği yapıyor, milyonlarca euro harcayarak dev sponsorluklara imza atıyor, kendi denizcilerini yetiştirmek için dünyanın en iyi yelkencileriyle işbirliğine gidiyor. Son olarak ilk kez bir Arap kentini –Abu Dabi- Volvo Ocean Race’in duraklarından biri yaparak ve bir teknelerini -Azzam- yarışa sokarak bu işi ne kadar ciddiye aldıklarını gösterdiler Bu da “Ortadoğu bir yelken merkezi olur mu?” sorusunu akıllara getirdi.
Özellikle Umman, Bahreyn ve Abu Dabi bu konuda başı çeken merkezler. 2008’de devletin desteğiyle kurulan Oman Sail bunlardan biri. Hedefleri daha fazla bölge insanını yelkenciliğe kazandırmak. Bugüne kadar 6 bin çocuğa yelken eğiimi verilmiş. Programın başında olimpiyat madalyalı İngiliz yelkenci Shirley Robertson var. İlk başlarda yüzmeyi bile bilmeyen öğrenciler varken bugün olimpiyatlara hazırlanan yelkenciler yetişiyor.
Volvo Ocean Race’in CEO’su Knut Frostad’a göre Ortadoğu’da yelkenciliğin bu kadar gelişmesinin en önemli sebebi Avrupa’yı kasıp kavuran ekonomik krizin bu bölgeyi çok fazla etkilememesi. Bölgedeki bir başka yelken organizasyonu GAC Pindar’ın CEO’su Andrew Pindar da konuyla ilgili “Bölge ekonomisi çok istikrarlı ve bunu destekleyecek birçok şirket var. Ayrıca iklim çok uygun” diyor.
İşi dolayısıyla Dubai’de yaşayan ve bölgedeki yarışlara katılan yelkenci Burak Gorbon da bu durumun Avrupalı profesyonel yelkenciler için bir fırsat olduğuna dikkat çekiyor ve şöyle diyor: “Araplar yelkenciliğin öneminin farkındalar. Üst gelir gruplarına turistik bir bölge olarak buraları pazarladıklarında yelkenciliği kullanıyorlar. Ayrıca bölgede yelkeni seven ve bu alana yatırım yapmak isteyen birçok varlıklı işadamı var.”
Bloga maalesef bu kadarı sığabiliyor. Detaylı halini Naviga'nın nisan sayısında okuyabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder