18 Mayıs 2013 Cumartesi

Luna Rossa rest çekti



Geçen haftaki Artemis olayından ve olimpik yelkenci Andrew Simpson’ın ölümünün ardından America’s America’s Cup’ta sular durulmuyor. Olayın ardından yarışlara katılacak dört takımla bir araya gelen yarış yönetimi takvimin aynen gerçekleşeceğini ve takımların mücadeleye katılacağını duyurmuştu. Ancak görünüşe göre meydan okuyacak takımlardan Luna Rossa’nın patronu Patrizio Bertelli’ye göre durum hiç de öyle değil. Bertelli dün takımın merkezi Alameda’da, 60 kişilik yarış ekibiyle birlikte bir basın toplantısı yaptı. Bertelli açıklamasında özetle, eğer güvenlik önlemleri artırılmazsa ve sert hava koşullarına rağmen yarışlar yapılırsa organizasyondan çekileceklerini açıkladı. Ancak burada şöyle bir sorun var. 34. America’s Cup katılımcıları bu saatten sonra yarıştan vazgeçerse ciddi bir tazminat ödemek zorunda. Bertelli istedikleri şartlar yerine getirilmezse bu tazminatı ödemeden yarıştan çekilmelerinin kabul edilmesini talep etti.

Simpson’ın ölümünden sonra İtalyan La Stampa gazetesine açıklamalarda bulunan İtalyan multi milyarder, röportajda yarışın organizatörü ve kupa sahibi Oracale Racing USA’i çok sert bir şekilde eleştirmişti. Luna Rossa’nın patronu röportajda şunları söylemişti:

America’s Cup yarış protokolünde güvenlik adına değiştirilmesi gereken şeyler var. Daha önce organizasyon görevlilerine defalarca söylememize rağmen bizi dinlemediler. Ancak şimdi kesinlikle yarışçılarımız için güvence istiyoruz. Bu amaçla bazı değişiklikler yapılması için ortak kararlara varılması ve yarışın koşullarının değişmesi lazım. Eğer bu değişiklikler yapılmazsa biz 34. America’s Cup’ta olmayacağız. Bu tonlarca parayı boşuna harcamak anlamına geliyor. Ancak yine de bu kararımızdan vazgeçmeyeceğiz.


Güvenlik amaçlı teknelere hava yastığı yerleştirilmesinden bahsediliyor ancak bu çok aptalca. Bu organizasyon artık tekneler arası yarış olmaktan çıktı ve teknoloji savaşına döndü. America’s Cup’ı  ekstrem bir spor haline getirmek istiyorlar. Ancak bunun için tekneleri ve koşulları da ekstrem bir spora uygun hale getirmeliyiz, Formula 1 ve Moto GP gibi. Bunun için rüzgar sınırlaması, akıntılar, gel git zamanlaması konusunda bir takım kurallar getirilmeli. Ayrıca kurtarma ekipleri içinde dalgıç olmalı ilkyardım ekiplerinin donanımları artırılmalı.

İlk AC72’mizin testini Auckland’da 20kt havada yaptık ve herhangi bir problem yaşamadık. Artemis olayından önce yarış kurallarına göre 33kt’lık sınır vardı ancak bu rakam da çok yüksek. Bu tekneler 20kt havada 35-38kt hıza ulaşıyor. Bunun nasıl bir hız olduğunu hayal edebiliyor musunuz? Tıpkı bir motorsikletle 250 kilometre hıza ulaşmak gibi. Eski tekneler yani tek gövdeliler böyle bir havada en fazla 15-18kt’a ulaşıyordu. Aslında asıl sorun bu hızlarda yapılan manevralar. Böyle havalarda gerçekleştirilen manevralarda tekne kontrolden çıkabiliyor ve alabora olma ihtimali de artıyor. Özetle biz bu acımasız oyunun bir parçası olmayacağız. Umarım bu söylediklerimizi bu kez organizatör ve kupa sahibi Oracle duyar.

Temmuz-ağustos aylarında yapılacak ve meydan okuyacak takımın seçileceği Louis Vuitton Cup esnasında San Fransisco Körfezi’nde hava çok sert olacak. Aynı şekilde eylüldeki final yarışlarında da. Orada takımların nasıl birbirleriyle çarpıştıklarını ve nasıl bir kıyı olacağını göreceksiniz, bekleyin. Ancak koşullar değişmezse biz orada olmayacağız.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder