Geçtiğimiz günlerde, dünyanın en büyük match race etkinliği
olan Alpari World Match Racing Tour’a (WMRT) davet edilen ve bu turda ilk kez
Türkiye’yi temsil edecek takım olma şansını kazanan Koç Üniversitesi Yelken
Takımı büyük bir talihsizlik sonucu yarışa katılamadı. Sebep vizenin yetişmemesiydi. Olay şöyle gelişti: 2-7
Ekim tarihleri arasında yapılan Bermuda ayağına davet edilen takım, vize için
İngiliz Konsolosluğu’na başvurdu. Konsolosluk
takımın yaptığı tüm uyarılara ve davet mektubuna rağmen başvuruyu turistik vize
kapsamında değerlendirdi. Takım bir yandan da Bermuda’daki organizasyon
ekibiyle vizenin hızlıca çıkması için çabaladı ancak vize çıktığında yarış
çoktan başlamıştı. Böylece ilk kez bir Türk takımına tanınan böylesine özel bir
fırsat da kaçmış oldu.
İki yıl önce Team Turkuaz adıyla Türkiye’nin ilk match race
takımı olarak kurulan, bu yaz başında Mustafa Koç’un desteğini alarak adı Koç
Üniversitesi Yelken Takımı olarak değişen takım, sponsorluk sayesinde altı
ülkede yarışma fırsatı buldu. Başka match race takımı olmadığından Türkiye’de
düzenli antrenman yapma imkanı bulamayan takım, yurtdışındaki yarışlar sayesinde
tecrübe kazandı. İstanbul’da da kulüpleri Fenerbahçe Yelken Şubesi’nin verdiği
Platu 25’lerle tekne hakimiyetini geliştirdi. Takımdan Berk Can Biren, yaz
başından bu yana yaptıklarını şöyle anlattı:
“Yurtdışı programımızın ilk ayağı Polonya oldu. Geçen yıl
katıldığımız yurt dışı yarışlarında tanıştığımız ve dünya sıralamasında ilk
30’da yer alan Kryzstof Rosinski kendi tekneleriyle antreman yapmak için bizi
ülkesine çağırmıştı, biz de maddi imkanımız olunca onun bu davetini
değerlendirdik. Burada kaldığımız bir hafta boyunca hem dünya sıralamasında
oldukça önemli bir yerde olan bir yarışçıyla kendimizi geliştirme hem de
Türkiye’de pek antrenman fırsatı bulamadığımız asimetrik balonlu teknede
çalışma fırsatımız oldu.
Polonya’dan sonraki durağımız İtalya’ydı. Burada talihsizlikler peşimizi bırakmadı. Önce ISAF Grade 4 yarış için gittiğimiz Ravenna’da katılımcı azlığından dolayı yarışın 5. kategoriye düştüğünü öğrendik. Daha sonra ise bize tekneleri tanımamız için sadece 15 dakika süre tanıdılar. İlk gün sabahı ise hava durumunda pazar günü fırtına verdiğinden o günkü yarış iptal oldu. Dolayısıyla sadece Cumartesi günü yarışabildik. Tekneyi tanımaya fırsat bulamadan başladığımız round robin’leri 1. ile aynı puanda 3. olarak tamamladık. Böylece İtalya maceramızı 3. olarak noktaladık.
Üçüncü yurt dışı durağımız ise Amerika, Oyster Bay oldu. Burada Oakcliff Sailing Center tarafından düzenlenen ilk iki günü klinik, diğer iki günü ise ISAF 3. kategori bir yarış olan Oakcliff Clinegatta’ya katıldık. Burada dünya sıralamasında 14. olan Will Tiller’ın antrenörlüğünde yeni match race manevraları öğrendik. Ayrıca burada kullanılan SM40 tipi match race tekneleri de bizim için oldukça güzel bir tecrübe oldu. Yarışa ise güzel başladık ve elde ettiğimiz sonuçlarla ilk gün sonunda yarı finale kalmaya hak kazandık, fakat ikinci gün istediğimiz gibi yarışamadık ve yarışı 4. olarak noktaladık.
Polonya’dan sonraki durağımız İtalya’ydı. Burada talihsizlikler peşimizi bırakmadı. Önce ISAF Grade 4 yarış için gittiğimiz Ravenna’da katılımcı azlığından dolayı yarışın 5. kategoriye düştüğünü öğrendik. Daha sonra ise bize tekneleri tanımamız için sadece 15 dakika süre tanıdılar. İlk gün sabahı ise hava durumunda pazar günü fırtına verdiğinden o günkü yarış iptal oldu. Dolayısıyla sadece Cumartesi günü yarışabildik. Tekneyi tanımaya fırsat bulamadan başladığımız round robin’leri 1. ile aynı puanda 3. olarak tamamladık. Böylece İtalya maceramızı 3. olarak noktaladık.
Üçüncü yurt dışı durağımız ise Amerika, Oyster Bay oldu. Burada Oakcliff Sailing Center tarafından düzenlenen ilk iki günü klinik, diğer iki günü ise ISAF 3. kategori bir yarış olan Oakcliff Clinegatta’ya katıldık. Burada dünya sıralamasında 14. olan Will Tiller’ın antrenörlüğünde yeni match race manevraları öğrendik. Ayrıca burada kullanılan SM40 tipi match race tekneleri de bizim için oldukça güzel bir tecrübe oldu. Yarışa ise güzel başladık ve elde ettiğimiz sonuçlarla ilk gün sonunda yarı finale kalmaya hak kazandık, fakat ikinci gün istediğimiz gibi yarışamadık ve yarışı 4. olarak noktaladık.
Bir sonraki durağımız ise tekrar Polonya’ydı. Szczecin kentinde düzenlenen olan yarışa katıldık. İlk gün iki galibiyetle başladığımız yarışlarda dümencimiz Celal Tümşen’in yarış sırasında dizinin dönmesi sonucunda ufak bir sakatlık yaşadı. Sakatlığın ciddi olmasından endişelenen ekibimiz planlanandan iki gün önce İstanbul’a döndü. Neyse ki sakatlık ciddi değildi.
Sırada Danimarka Gençler Şampiyonası vardı. Danimarka’da
sonunda şeytanın bacağını kırdık ve bütün yarışlarımızı kazanarak birincilik
kürsüsüne çıktık. Burada Fransa’daki Dünya Şampiyonası’na gelecek olan
rakiplerimiz arasında sıralamada en yüksekte olan Martin Boidin’i geride
bırakmamız da bizim için ayrıca bir moral oldu.
Favori ekiplerden biri olarak katıldığımız Nice’teki Üniversiteler Arası Dünya Şampiyonası’nda ise normal performansımızdan oldukça uzak bir yarış ortaya koyduk. Bizim bu kötü performansımıza ek olarak hatalı hakem kararları da eklenince ilk 4’ün çıktığı gruptan önümüzdeki rakiple aynı puanda 5. olarak noktaladık ve çeyrek finale çıkma hakkını elde edemedik.”
Favori ekiplerden biri olarak katıldığımız Nice’teki Üniversiteler Arası Dünya Şampiyonası’nda ise normal performansımızdan oldukça uzak bir yarış ortaya koyduk. Bizim bu kötü performansımıza ek olarak hatalı hakem kararları da eklenince ilk 4’ün çıktığı gruptan önümüzdeki rakiple aynı puanda 5. olarak noktaladık ve çeyrek finale çıkma hakkını elde edemedik.”
Koç Üniversitesi Yelken takımı geçtiğimiz günlerde de ISAF tarafından sürekli güncellenen dünya match race sıralamasında 65. sıraya kadar yükseldiğini öğrendi ve iki yıl önce koyduğu ilk 50 hedefine daha da yaklaştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder