Fransızların "uçan trimaranı" 60ft’lik l’Hydroptere DCNS, ilk
açıkdeniz hız rekoru için gün sayıyor. Fransa’nın La Ciotat kıyılarında son
denemelerini yapan ekip, test seyirlerinin ardından tekneyi bir gemiye yükleyip
rekor denemesini yapacağı Los Angeles’a doğru yola çıkacak ve orada en uygun
hava koşulları için beklemeye başlayacak. Hedefleri Los Angeles-Honolulu
arasında bugüne kadarki en yüksek hıza ulaşmak.
Ekibin başında, aynı zamanda teknenin tasarımcısı Alain Thebault
var. Geri kalan ekip üyeleri Fransız yelkenciler Jean Le Cam, Yves Parlier,
Jacques Vincent ve Luc Alphand’dan oluşuyor. Ekip, son denemelerini Akdeniz’in
güçlü mistrallerinde, 20-45kt arasında değişen havalarda gerçekleştirdi. İlk
denemelere göre sonuçların umut verici olduğu söyleniyor.
Bu, l’Hydroptere’in açıkdenizdeki ilk hız rekoru denemesi
olacağından geçtiğimiz kış boyunca trimaranda bazı modifikasyonlar yapıldı. Öncelikli
olarak tekne açıkdenizdeki en önemli unsur olan dalgalara karşı geliştirildi. “l’Hytroptere
çok asabi bir makine. Birdenbire hızlanabiliyor. Ancak böylesine hız için aynı
zamanda oldukça küçük. Bu yüzden stratejimizi, 7 ton ağırlığa sahip 60 feet’lik
bir teknenin 35kt’ta seyretmesi üzerine değil, 23 ton ağırlığındaki 130ft’lik
bir tekneymiş gibi oluşturuyoruz” diyor ekipten Jean Le Cam.
Dolayısıyla trimaranın modifikasyonunda en önemli konu dalgalara
karşı gövdenin kontrolünün sağlanmasıydı. Ekibin yüzlerce saatlik analizi ve
denemesi sonucunda gövdenin açıkdenizde daha iyi kontrol edilmesi sağlandı,
alabora ve burnun suya gömülmesi riski daha aza indirildi. Teknik ekip bunun
için teknenin gövdesinin etrafına, suyun içinde kalacak şekilde sensörler yerleştirdi.
Daha önceki hız rekoru denemelerinde amaçlarının tekneyi 50kt’ın
üstüne çıkarmak olduğunu söyleyen teknik ekipten Philippe Perrier, “Fakat tekne
o zaman dalgaları yeterince iyi tolere etmiyordu çünkü bu rekor denemelerimizin
hepsi sakin sulardaydı. Ancak şimdi durum değişti. Biz de çalışmalarımızı buna
göre yaptık. Teknemiz artık dalgara karşı daha stabil” dedi. Modifikasyon
sonucu l’Hydroptere’in 20 knot havada rüzgara karşı 140 derece açıyla 30 knot
hıza ulaşması da sağlandı. l’Hydroptere’in tasarımcısı ve skipper’ı Alain
Thebault, “Bu işin en önemli kısmı tüm bu modifikasyonların bir uyum içinde
yerleştirilmesiydi. İşimiz zor ve çok karmaşıktı. Ancak biz de zor olanı
seviyoruz” diye konuştu.
l’Hydroptere için bir rüya ve yüksek teknolojinin birleşimi
denilebilir. Denizde, böylesine hızlı bir çokgövdeli aslında Fransızların
efsane yelkencisi Eric Tabarly’nin hayaliydi. Ancak 70’li yıllarda bunun ilk
çizimini yapan Tabarly’nin, bu hayalinin gerçekleşmesi için kompozit malzemeden
üretilen tekneleri beklemesi gerekiyordu. Böyle bir tekne Thebault’un da çocukluk
rüyasıydı. Çocukken “uçan bir tekne” yapmayı hayal eden Thebault, bu sıradışı
teknenin ilk adımını 1990’lı yıllarda Eric Tabarly’nin desteğiyle attı. Tekne,
suya inmesinin ardından arka arkaya rekor kırmaya başladı. İlk rekorunu 2005’te
Dover-Calais arasında kırdı. 19 millik mesafeyi ortalama 33kt hızla, 34 dakika
ve 24 saniyede aştı. Bu rekorla l’Hydroptere, “Atlantik’i ilk aşan uçağın
hızını geçen ilk yelkenli tekne” oldu. 2007’de
500 metrede 44,81kt’a ulaşarak dünya hız rekoru kırdı. Bir sonraki yıl 500
metrede ortalama 44,88kt’a ulaşarak yeni bir rekora imza attı. 2009’da hızını 1
milde ortalama 50,17’ye (saatte yaklaşık 90 kilometre) ulaştırdı. Bunlar, l'Hydroptere'in rekorlarından bazıları.
l’hydroptere bu yıl bir Fransız gemi inşa firmasının desteğini
arkasına aldı ve isminin sonuna firmanın adı olan DCNS’yi ekledi. Ekip artık açıkdenizde
rekor kırmak üzere çalışacak. Denizde en yüksek hıza ulaşma hedefine odaklanan
Thebault ve ekibinin amacı öncelikli olarak ABD’li windsurf yarışçısı Rob
Douglas’ın 2010 yılında kırdığı 500 metrede ortalama 55,65kt (saatte yaklaşık
103 kilometre) hız rekorunu geçmek. Bir windsurf’ün ağırlığıyla 7 tonluk bir
trimaranınkinin karşılaştırması, böyle bir rekorun öneminin anlaşılması
açısından önemli bir nokta olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder