Bosphorus Cup’la ilgili aşağıdaki filme takip ettiğim yelken
blogu xssailing’de rastladım. Teknelerimizi, yelkencilerimizi uluslararası bir
sitede görünce ne yalan söyleyeyim koltuklarım kabardı, hoşuma gitti. Yarış yarın (cuma) Caddebostan’da
start alacak. Ekipler cumartesi Boğaz, pazar günü de Caddebostan parkurunda yarıştıktan sonra Porto
Cervo biletini kazanan takım belli olacak. Takımlar bugün antrenman yarışlarına çıktılar. Dolayısıyla marina da çok hareketliydi. Harıl harıl son hazırlıklarını yapan ekiplerde, gördüğüm kadarıyla ödül büyük olunca heyecan dozajı da artmıştı. Videoyu izlemenizde fayda var zira kendinizi de görebilirsiniz.
31 Mayıs 2012 Perşembe
RC44’ler bu kez gölde yarışıyor
RC44 Dünya
Şampiyonası’nın üçüncü ayağı Avusturya’da start aldı. Bu ayağın önemli bir farkı
var, o da gölde yapılıyor olması. Ev sahibi bu kez Traunsee Gölü. Şampiyonanın
üçüncü ayağı dün match race’lerle başladı. Yarış parkuru deniz seviyesinden
kilometrelerce yüksek ve etrafı dağlarla çevrili olunca yarışın koşulları da
zorlaştı. 15 takım rüzgarın 90 derecelere ulaştığı, hızının da 5-12kt arasında
değiştiği bu zorlu mücadeleden oldukça memnun görünüyordu. Rus Synergy’nin
dümencisi ABD’li Ed Baird bu durumu “Bu yarıştaki rakibimiz sadece diğer
takımlar değil, aynı zamanda gölün farklı hava koşulları” sözleriyle özetledi.
“Yarış müthiş geçiyor. Ancak bir rakibimiz var o da gölün kendisi. Rüzgar çok
değişken ve aldatıcı. Yani mücadelemiz aynı zamanda gölün kendisiyle.”
Günün en çok
öne çıkan takımı Fransız Aleph ve Synergy oldu. Mathieu Richard
dümenciliğindeki Aleph, biri dışında tüm yarışlardan galip olarak ayrıldı.
Sadece Peninsula Petroleum ile yarışında kaybeden taraf oldu. Böylece aldığı
puanlar Aleph’i match race genel sıralamasında ikinci sıraya taşıdı. Takımın dümencisi Mathieu Richard da gölün
aldatıcı hava koşullarının kendilerini zorladığını söyleyerek şöyle devam etti:
“Artemis ve Team Aqua gibi güçlü takımlarla mücadele etmek ve onları yenmek çok
keyifliydi ama değişken hava koşulları nedeniyle bir o kadar da zordu. Bu
yüzden şans faktörü de çok önemliydi.”
Biri
dışında tüm karşılaşmalarından galip ayrılan genel sıralama birincisi
Synergy de ilk günü sadece bir yarış kaybıyla kapattı. O da Hollandalı takım No
Way Back’le yarışındaydı. Sebebi balonunun yırtılmasıydı. Match race
sıralamasında ilk üç takım Synergy, Aleph ve Team Aqua. Bugün dümene tekne
sahiplerinin geçtiği filo yarışlarıyla devam eden Avusturya ayağı 3 Haziran’da
sona erecek.
Fotoğraflar: martinezstudio.es
ETNZ’nin, AC72’si tamamlandı
ETNZ'nin AC72'sinin gövdesinin bir parçası |
34.
America’s Cup’ta AC72’lerin suya indirilmesine az bir süre kala takımlardan
haberler gelmeye devam ediyor. Dün duyurduğum Oracle Team USA’in kanat yelkeninin
tamamlandığına dair haberin ardından bu kez ETNZ’den haber geldi. Buna göre takım
Ekim 2010’da Yeni Zelanda’da yapımına başlanan AC72’sini haziran ortasında
teslim alacak. Teknenin temmuz ayında
suya inmesinin ardından takım katamaranlarının performansını test etmek üzere
antrenmanlara başlayacak. ETNZ’nin teknesi 50 bin saatten fazla süren
çalışmanın ürünü. Parçaları Cookson Boats ve Southern Spars’ta üretildi. Yine
burada üretilen kanat yelken ETNZ’nin Viaduct Limanı’ndaki merkezinde
birleştirildi. Takımın direktörü Grant
Dalton, katamaranlarının tam zamanında bitirildiğini söylüyor. “Bu tekne Yeni Zelanda denizcilik
sektörü için çok büyük bir proje. Bu proje için onlarca kişi 18 aydan fazla
çalıştı, tasarım ve inşa ekibi tüm sınırlarını zorladı. Ancak daha yapılacak çok iş var. Teknenin performansını test edeceğiz
bir yandan da ikinci katamaranımızı yapmaya başlayacağız.”
Fotoğraf: Richard Gladwell/Sail World
30 Mayıs 2012 Çarşamba
Europa Warm’up’ta Groupe Bel direk kırdı
Europa Warm’up bir fire daha verdi. Kito de Pavant’ın
kullandığı Groupe Bel bugün öğle saatlerinde direğini kırdı. Haber birkaç saat
önce teknenin teknik ekibinden geldi. Kito de Pavant’ın sağlık durumunun iyi, herhangi bir yaralanma durumu sözkonusu olmadığı
da bildirildi. Gelen habere göre olay tekne Azorlara 50 mil kala, 20-25kt rüzgarda seyrederken
meydana geldi. Tekne şu an olay yerinden 50 mil uzaklıktaki Sao Miguel Adası’nın
Ponta Delgada Limanı’a doğru ilerliyor. Tekneden gelen haberler şimdilik bu
kadar. Teknesi Virbac-Paprec 3’teki hasar nedeniyle Jean Pierre Dick de dün yarışa
ara vererek tamirat için Cascais’ye geri dönmeye karar vermişti.
Bu arada nihayet Azorlar’a ulaşan filo yukarı doğru
tırmanmaya başladı. Şimdi pruvalarında Fastnet Kayalıkları var. Filonun başını
PRB’siyle Vincent Riou çekiyor. Hemen arkasında Macif’le François Gabart gidiyor.
Macif, Chimnees Poujoulat ve Banque Populaire birbirlerine çok yakın
seyrederken en geride Acciona ile Javier Sanso var. Sanso öncü gruptan yaklaşık
130 mil geride seyrediyor.
Çikolata ve yelken bir araya gelirse...
Tolga Pamir Naviga’nın haziran sayısında bir yarıştan
bahsediyor. “La Solidaire du
Chocolat” yani “Çikolata Dayanışması”’. İsminde çikolata geçince dikkatimden
kaçması mümkün değildi. O yüzden sizlere de aktarmak istedim. Sadece Class
40’ların katıldığı bu yarış daha çok yeni, 11 Mart 2012’de ikinci kez start
almış. İki kişilik ekipler yarışıyor. Son yarışa 11 tekne katılmış. Rotası ise
Fransa ve Meksika’yı birbirine bağlıyor. Nantes St. Nazaire şehrinden start
alan tekneler Atlantik’te 5 bin deniz milini geçerek Progreso kentine ulaşıyor.
Aslında dikkatimi çeken yarışla ilgili bu bilgilerden çok hikayesi ve amacı.
Konunun devamını Tolga’nın kaleminden aktarıyorum:
“Bu
yarış aslında Fransızların çok kullandıkları ‘Solidaire’, yani ‘Hep
birliktelik’ kelimesinden yola çıkarak başlatılan bir sosyal sorumluluk
projesi. Dolayısıyla yarışa katılan ekipler mücadelenin yanında büyük bir sosyal
sorumluluk projesine de destek oluyorlar. ‘Çikolata bu işin neresinde?’
derseniz, yarış parkuru yüzyılımızın başında gerçekleştirilen kakao ticaret
yolunun tersi. Kakao, Meksika’dan Avrupa’ya bu rotadan getiriliyormuş, dağıtımı
da o zamanın önemli limanlarından St. Nazaire’den yapılıyormuş. Yarışta bu
ticaret yolunun öyküsü kullanılarak Meksika’da hizmet veren derneklere destek
sağlanması amaçlanıyor. Aslında markalar doğrudan bağış yapmanın yanı sıra bir
yandan da sponsorluk yatırımlarını yarıştırıyor. Ayrıca ünlü sanatçılar Fransa
ve Meksika’daki yarış köylerinde konser vererek elde edilen gelirleri yine bu
derneklere bağışlıyor. Her iki ülkenin dışişleri bakanlıkları da projeye destek
veriyor.”
Yani
Tolga’nın da dediği gibi aslında çikolata ve yarış işin bahanesi. Asıl amaç farklı
sosyal sorumluluk alanlarında hizmet veren derneklere finansal destek sağlamak.
Tolga’nın bu yarıştan bahsederek vermek istediği mesaj ise böyle bir sinerjinin
ülkemizde de yaratılması ve yelken sporu sayesinde bu tür mesajların
kitlelere ulaştırılabilmesi için bizde
de böyle organizasyonların düzenlenmesi.
Tolga bildiğiniz gibi 2016 Vendee Globe’a
hazırlanıyor. Dediğine göre bu hedefe ulaşmak için Class 40 sınıfında da
geçmesi gerekiyor. Tolga Pamir’in Class 40 sınıfını anlattığı bu yazının
devamını Naviga’nın haziran sayısında okuyabilirsiniz.
29 Mayıs 2012 Salı
Europa Warm’up’ta ilk fire
Europa Warm’up’ın ikinci ayağı için üç gün önce Cascais’den La Rochelle'e doğru yola çıkan yedi Imoca 60’ın kıyasıya rekabeti devam ediyor.
Öncü grup arasında, sıralamada sürekli değişim yaşanıyor. Başrollerdeki isimler ise Banque Populaire ile
Armel Le Cleac’h, PRB ile Vincent Riou, Chimnees Poujoulat ile Bernard Stamm ve
Macif ile François Gabart. Bu sabah saatlerinde en önde Banque Populaire, hemen
arkasında da Macif vardı. PRB ise üçüncü sıradaydı. Ancak akşam saatlerinde
sıralama değişti. Banque Populaire hala lider durumda ancak PRB Macif’i geçerek
ikinciliğe yükseldi. Banque Populaire ve PRB arasında yaklaşık 6 mil fark var. Üçüncü
tekne ise Chimnees Poujoulat ile Bernard Stamm. Yarışçıların şu an hedefleri
olan Azorlar’ın doğu ucundaki Santa Maria Adası’na yaklaşık 200 milleri kaldı.
Filo, Santa Maria Adası’na ulaştıktan sonra kuzey, Fastnet Kayalıkları’na doğru
tırmanmaya başlayacak.
Bu arada yarışın ilk ayağını birincilikle bitiren Virbac-Paprec
3’ün dümencisi Jean Pierre Dick salmasını yöneten hidroliklerdeki arıza
nedeniyle sıkıntılı anlar yaşıyor. Pazartesi günü seyir halindeyken şiddetli
bir gürültü duyduğunu ve salmanın kontrolü dışına çıktığını söyleyen Dick,
sorunu dünden beri kendisi tamir ederek gidermeye çalışıyordu. Ancak Fransız dümenci
bugün pes etti ve tamir edilmesi için teknesini Cascais’e geri götürmeye karar
verdi. Dick, teknesini burada tamir ettikten sonra yeniden La Rochelle’e doğru yola
çıkacak.
34. Kupa’nın ilk kanat yelkeni tamamlandı
34.
America’s Cup’tan haber var. Gelen habere göre kupa sahibi Oracle Team USA’in
yarışta kullanacağı yeni nesil kanat yelken tamamlandı. Kanat yelken, Yeni
Zelanda’da Core Builders Composite tarafından 25 bin saatlik çalışma sonucu
üretildi. Yelken, yakında San Fransisco’ya gönderilerek Oracle’ın AC72’sine
monte edilecek. Yukarıdaki fotoğraf yeni kanat yelkenin çizimi ve kurallara
göre olması gereken uzunlukları gösteriyor. Yarış kurallarına göre karbon fiber
kanat yelken 18 metrelik iki parçadan oluşacak. Direk tekneye monte
edildiğinde, teknenin su hattı boy ve direğin yüksekliğinin birleşimi 40
metreyi aşamayacak. AC72’lerin 1 Temmuz’dan itibaren suya indirilmesi
gerekiyor. Yarış kuralları böyle buyuruyor...
Büyük ödül Porto Cervo, Cowes ve St. Tropez...
Yeni adıyla
American Express Bosphorus Cup etkinlikleri, bugün yarışın resmi fotoğrafçısı
Kaan Verdioğlu’nun Lucca’daki sergisiyle başladı. 31 Mayıs Perşembe günü saat
16:30’da yapılacak antrenman yarışının ardından büyük mücadele cuma günü başlayacak pazar gününe kadar devam
edecek.
Buna göre
Bosphorus Cup birincisi 28 Haziran-1 Temmuz’da Porto Cervo’ya, Turgutreis Cup
birincisi 11-18 Ağustos’ta Cowes Week’e, Göcek Cup birincisi de 29 eylül-7 ekim
tarihinde St. Tropez’ye gidecek. Yarışın Turgutreis ayağı 21-22 Temmuz, Göcek
ayağı da 8-9 Eylül tarihlerinde yapılacak.
Bosphorus
Cup’ta bu yılın diğer yeniliklerine gelirsek... 10 yıldır yarışın
organizasyonunu üstlenen ORG Sports’tan Orhan Gorbon anlatıyor:
“Bu yıl ilk
kez yarışın iPhone ve iPad uygulaması da yapılacak. Henüz hazırlık aşamasındaki
uygulamanın önümüzdeki günlerde hizmete girmesi planlanıyor. Uygulamayı indiren
iPhone ve iPad kullanıcıları tekne ve yarış sonuçlarıyla ilgili anında bilgi
alabilecek, yarışın videolarını izleyebilecek. Ayrıca her gün saat 17:30’da “Medya
Saati” yapılacak. Bu etkinlikte o günün seçilen yelkencileriyle basın
toplantısı yapılacak, röportaj ve söyleşiler gerçekleştirilecek, günün yarışı
değerlendirilecek.
Fotoğraflar: Kaan Verdioğlu
27 Mayıs 2012 Pazar
52 Super Series’de ilk zafer Quantum Racing’in
Beş TP52’nin kapıştığı 52 Super Series’in ilk regattasının
galibi Quantum Racing oldu. Barcelona’da, Troefeo Conde de Godo kapsamında dört
gündür devam eden serinin bu ilk ayağı Audi Azzura’yla Quantum’un çekişmesine
sahne oldu. Beş yeni yarışçısıyla mücadele eden ABD’li Ed Baird ve takımı Audi
Azzura ilk gün yarışında aldığı birinciliklerle dikkat çekti. Ancak ikinci gün
yarışlarında Quantum Racing yaptığı çıkışla en büyük rakibi Audi Azzura’yı
geride bıraktı. Üç gün boyunca kararsız ve değişken rüzgarlar sıralamayı
sürekli değiştirdi. Regattanın sonuncu günü olan bugün ise rüzgarsızlık nedeniyle
yarışlar yapılamadı ve ABD’li Quantum Racing galibiyetini ilan etti. İkinci İtalyan
Audi Azzura, üçüncü de İsveçli Ran oldu. Serinin ikinci ayağı önümüzdeki ay
Audi Sardinia Cup çerçevesinde yapılacak.
Bu arada Ran demişken… Bugün, aşağıdaki ders alınası video
düştü sosyal medyaya. Görüntü Ran’dan. Vinci canhıraş bir şekilde çeviren ekip
üyesi kafasını hızla gelen bumbadan korumayı başarıyor ama gel gör ki halattan
kurtulamıyor ve takla atarak havuzluğun diğer tarafına doğru fırlıyor. Olay sağ
salim atlatılıyor ve yarışçı şaşkınlığını attıktan sonra hiçbir şey olmamış
gibi hızla görev mahalline geri dönüyor. Bir de videosunu izleyin.
Europa Warm’up’ta artık dümenciler tek başına
Yedi Imoca 60, Europa Warm’up’ın ikinci ayağı için dün
Cascais’den start aldı. Ancak bu kez tek başlarına. Yani Vendee Globe ruhuna
uygun olarak. Azor Takımadaları’nın doğu ucundaki Santa Maria Adası’ndan
dönecek olan yedi tekne, ardından İrlanda’nın güney ucu Fastnet Kayalıkları’na
doğru yukarı çıkacak, sonra da hedefleri olan Fransa’nın La Rochelle kıyısına
rota tutarak toplamda 2.300 mil yol kat edecek.
Filo, dün saat 16:00’da 14-15kt kuzeybatılı havada start
aldı. Finiş hattını erken geçen François Gabart’lı MACIF ve Jean Pierre Dick’li
Virbac-Paprec 3 ceza alarak startını yineledi. En iyi start alan tekneler ise Armel
Le Clec’h ile Banque Populaire ve Kito de Pavant’lı Groupe Bel oldu.
Yedi tekne ilk 18 saat oldukça güzel rüzgarlarda 180 milden
fazla yol yaptı. İlk gece filonun lideri İspanyol Javier ‘Bubi’ Sanso ile
teknesi Acciona’ydı. Ancak filo Azorlar’a yaklaştıkça rüzgarsız bir alana girdi
ve filoda sıralama da değişti. Filonun önünde şu an Virbac-Paprec 3 var. Ardından
Cheminees Poupojlat’la Bernard Stamm geliyor. Üçüncü ise Macif.
Şu an filonun en büyük sorunu rüzgarın neredeyse hiç
kalmaması. Groupe Bel skipper’ı Kito de Pavant durumlarını “Görünüşe göre yedi
tekneden hiçbiri şu an bu sorunu nasıl aşacağını bilmiyor” diyerek özetliyor. François
Gabart da, “Jean Pierre Dick bu sabah yaptığı atakla hepimizin önüne geçti.
Şimdi nasıl daha hızlı gidebileceğimizi bulmak zorundayız. Rotamız uzun,
önümüzde uzun bir rüzgarsız bölge var. Ama korkarım yelkenleri biraz
yapraklatacağız bugün” dedi.
Peki filoyu bundan sonra nasıl bir rota bekliyor? Azorlar
rüzgarların çok hafif olduğu bir bölge. Yarışçılar bu bölgeyi aştıktan sonra bu
kez gemilerin geçiş yolunda dümen tutacak. Bu bölgede yavaşlamak ya da
dalgınlıkla bir geminin rotasına girmek çok büyük risk. Filo neyse ki ondan
sonra stabil batılı rüzgarlarla yol alacak. Fastnet Kayalıkları’na tırmanırken Güney
Okyanusu’nda yarışacakları Vendee Globe öncesi kendilerini ve teknelerini
sınamak için gerçek bir açıkdeniz deneyimi yaşayacak.
Eric Tabarly’nin hayali gerçek olacak mı?
Fransızların "uçan trimaranı" 60ft’lik l’Hydroptere DCNS, ilk
açıkdeniz hız rekoru için gün sayıyor. Fransa’nın La Ciotat kıyılarında son
denemelerini yapan ekip, test seyirlerinin ardından tekneyi bir gemiye yükleyip
rekor denemesini yapacağı Los Angeles’a doğru yola çıkacak ve orada en uygun
hava koşulları için beklemeye başlayacak. Hedefleri Los Angeles-Honolulu
arasında bugüne kadarki en yüksek hıza ulaşmak.
Ekibin başında, aynı zamanda teknenin tasarımcısı Alain Thebault
var. Geri kalan ekip üyeleri Fransız yelkenciler Jean Le Cam, Yves Parlier,
Jacques Vincent ve Luc Alphand’dan oluşuyor. Ekip, son denemelerini Akdeniz’in
güçlü mistrallerinde, 20-45kt arasında değişen havalarda gerçekleştirdi. İlk
denemelere göre sonuçların umut verici olduğu söyleniyor.
Bu, l’Hydroptere’in açıkdenizdeki ilk hız rekoru denemesi
olacağından geçtiğimiz kış boyunca trimaranda bazı modifikasyonlar yapıldı. Öncelikli
olarak tekne açıkdenizdeki en önemli unsur olan dalgalara karşı geliştirildi. “l’Hytroptere
çok asabi bir makine. Birdenbire hızlanabiliyor. Ancak böylesine hız için aynı
zamanda oldukça küçük. Bu yüzden stratejimizi, 7 ton ağırlığa sahip 60 feet’lik
bir teknenin 35kt’ta seyretmesi üzerine değil, 23 ton ağırlığındaki 130ft’lik
bir tekneymiş gibi oluşturuyoruz” diyor ekipten Jean Le Cam.
Dolayısıyla trimaranın modifikasyonunda en önemli konu dalgalara
karşı gövdenin kontrolünün sağlanmasıydı. Ekibin yüzlerce saatlik analizi ve
denemesi sonucunda gövdenin açıkdenizde daha iyi kontrol edilmesi sağlandı,
alabora ve burnun suya gömülmesi riski daha aza indirildi. Teknik ekip bunun
için teknenin gövdesinin etrafına, suyun içinde kalacak şekilde sensörler yerleştirdi.
Daha önceki hız rekoru denemelerinde amaçlarının tekneyi 50kt’ın
üstüne çıkarmak olduğunu söyleyen teknik ekipten Philippe Perrier, “Fakat tekne
o zaman dalgaları yeterince iyi tolere etmiyordu çünkü bu rekor denemelerimizin
hepsi sakin sulardaydı. Ancak şimdi durum değişti. Biz de çalışmalarımızı buna
göre yaptık. Teknemiz artık dalgara karşı daha stabil” dedi. Modifikasyon
sonucu l’Hydroptere’in 20 knot havada rüzgara karşı 140 derece açıyla 30 knot
hıza ulaşması da sağlandı. l’Hydroptere’in tasarımcısı ve skipper’ı Alain
Thebault, “Bu işin en önemli kısmı tüm bu modifikasyonların bir uyum içinde
yerleştirilmesiydi. İşimiz zor ve çok karmaşıktı. Ancak biz de zor olanı
seviyoruz” diye konuştu.
l’Hydroptere için bir rüya ve yüksek teknolojinin birleşimi
denilebilir. Denizde, böylesine hızlı bir çokgövdeli aslında Fransızların
efsane yelkencisi Eric Tabarly’nin hayaliydi. Ancak 70’li yıllarda bunun ilk
çizimini yapan Tabarly’nin, bu hayalinin gerçekleşmesi için kompozit malzemeden
üretilen tekneleri beklemesi gerekiyordu. Böyle bir tekne Thebault’un da çocukluk
rüyasıydı. Çocukken “uçan bir tekne” yapmayı hayal eden Thebault, bu sıradışı
teknenin ilk adımını 1990’lı yıllarda Eric Tabarly’nin desteğiyle attı. Tekne,
suya inmesinin ardından arka arkaya rekor kırmaya başladı. İlk rekorunu 2005’te
Dover-Calais arasında kırdı. 19 millik mesafeyi ortalama 33kt hızla, 34 dakika
ve 24 saniyede aştı. Bu rekorla l’Hydroptere, “Atlantik’i ilk aşan uçağın
hızını geçen ilk yelkenli tekne” oldu. 2007’de
500 metrede 44,81kt’a ulaşarak dünya hız rekoru kırdı. Bir sonraki yıl 500
metrede ortalama 44,88kt’a ulaşarak yeni bir rekora imza attı. 2009’da hızını 1
milde ortalama 50,17’ye (saatte yaklaşık 90 kilometre) ulaştırdı. Bunlar, l'Hydroptere'in rekorlarından bazıları.
l’hydroptere bu yıl bir Fransız gemi inşa firmasının desteğini
arkasına aldı ve isminin sonuna firmanın adı olan DCNS’yi ekledi. Ekip artık açıkdenizde
rekor kırmak üzere çalışacak. Denizde en yüksek hıza ulaşma hedefine odaklanan
Thebault ve ekibinin amacı öncelikli olarak ABD’li windsurf yarışçısı Rob
Douglas’ın 2010 yılında kırdığı 500 metrede ortalama 55,65kt (saatte yaklaşık
103 kilometre) hız rekorunu geçmek. Bir windsurf’ün ağırlığıyla 7 tonluk bir
trimaranınkinin karşılaştırması, böyle bir rekorun öneminin anlaşılması
açısından önemli bir nokta olabilir.
24 Mayıs 2012 Perşembe
Okyanuslarda dört mevsim
İngiliz TheTelegraph gazetesi Volvo Ocean Race’i en sıkı şekilde takip eden gazetelerden
biri. Gazete son olarak yarışçıların karşı karşıya kaldığı farklı hava
durumlarını gösteren 50 kareyi bir araya getirmiş. Sadece birkaç tanesini seçtim. Beni en çok yarışçıların
yaşadıklarını belki de en iyi anlatan ilk fotoğraf etkiledi. Yedi aydır
okyanuslarda süren maceranın küçük bir özeti belki de...Fotoğrafların tümünü yukarıda yer alan gazetenin linkine tıklayarak görebilirsiniz.
52ft’likler Barcelona’da karşı karşıya
TP52’lerin
yeni arenası 52 Super Series’in ilk yarışı, 39. Trofeo Conde de Godo kapsamında
Barcelona’da start aldı. Dört gün sürecek regattada sekiz yarış yapılması
planlanıyor. Seride beş takım yarışacak: Audi Azzura, Quantum Racing, RAN,
Gladiator ve All4 One. Bu arada takımlarda bazı değişiklikler de var. Ed Baird
yönetimindeki Quantum Racing, Volvo Ocean Race’in kupa sahibi navigatörü
Warwick Fleury ile takımını güçlendirirken, RAN da MedCup şampiyonlarından Ado
Stead’ı, İngiliz Gladiator de 33 America’s Cup yarışçısı Chris Larson’ı
ekibine kattı. Fransa’nın olimpik madalyalı yelkencisi Pascal Rambeau da
All4One’da taktisyenlik görevini üstlendi.
Europa Warm’up’ta saniye farkıyla finiş
Vendee
Globe’a ‘ısınma turu’ niteliğindeki Europa Warm’up 19 Mayıs Cumartesi günü
Barcelona’dan start almış ve yedi Imoca 60 yarışın ilk etabı olan Cascais’e
doğru yola çıkmıştı. Dört günün sonunda dün Cascais’deki finişe ilk ulaşan
takım Virbac-Paprec 3’le yarışan Jean-Pierre Dick ve ekibi oldu. Dick ve
ekibinden yaklaşık altı dakika sonra hocası Michel Desjoyeaux’yu da yanına alan
François Gabart’ın takımı Macif hattı
geçti. En heyecanlısı ise üçüncü takım PRB’nin finişiydi. Çünkü Vincent Riou ve
takımı, Macif’ten sadece 53 saniye sonra hattı geçerek üçüncülüğünü ilan etti
Saniyelik
farklarla ilk üçün belirlendiği yarışın sonunda skipper’lar da çok
heyecanlıydı. Jean Pierre Dick, “İnanılmaz anlar yaşadık” diyerek şöyle devam
etti: “Yarışın ortalarında birbirimizin nerede olduğu konusunda hiçbir fikrimiz
yokken finişte bir anda kendimizi yanyana bulduk. Oyunlarla dolu müthiş bir
mücadeleydi.”
François
Gabart da “Çok sıkı bir yarış olsun istiyorduk, isteğimiz gerçekleşti.
Özellikle son 24 saat çok eğlenceliydi” diye konuştu. 53 saniye farkla
ikinciliği kaçıran PRB’nin skipper’ı Vincent Riou ise yaşadığı hayalkırıklığını
dile getirdi ve şunları söyledi: “Hayalkırıklığına uğrasak da bu kadar yüksek
seviyede rakiplerle yarışmak çok etkileyiciydi. Yarış çok iyi gitti, daha önemlisi
stratejilerimiz çok iyiydi. Çok zorlu bir etap oldu.”
Yarışın
ikinci ayağı olan La Rochelle etabı 26 Mayıs Cumartesi günü start alacak. İlk
etapta yanlarında üç kişiyle yarışan skipper’lar Vendee Globe’a gerçek bir
hazırlık olması amacıyla bu kez solo mücadele edecek.
23 Mayıs 2012 Çarşamba
VOR filosu Alberto’nun hışmından kurtulamadı
Volvo Ocean Race’te Alberto adlı tropik fırtına
filoyu darmaduman etti. Pazar günü Miami’den Lizbon’a doğru start alan filo iki
gece önce korkunç bir fırtınanın ortasında kaldı ve ‘survival mode’ a geçmek
zorunda kaldı Groupama hariç... Doğuya doğru erken kavança atarak avantaj
yakalayan Franck Cammas ve ekibi, bu proaktif manevra sayesinde fırtınaya yakalanmayan tek takım oldu.
“Ne gündü ama! Alberto denilen bu fırtına Groupama dışında hepimizin rotasını değiştirmesine neden oldu. Elimizden geldiğince fırtınadan kurtulmaya çalışsak da hakim rüzgar bizi tam da fırtınanın merkezine sürükledi. 12 saat süren bu fırtınada en sonunda, hızlı gitmeye çalışmaktansa kaderimize boyun eğip yelkenlere camadanı vurduk ve ‘Survival Mode’da beklemeye karar verdik. Dalgalar korkunçtu ama daha da berbat olan şimşeklerdi. Hepsi etrafımıza düşüyordu. Birinin tam da karbon direğimize isabet etmesi ihtimalini düşünmek bile istemiyordukAncak tüm bunlara rağmen iyi bir ekip çalışmasıyla bu zor durumu atlattık ve yeniden normal rotamıza döndük.”
‘Survival mode’ zorlu hava koşullarında yarış rotasının bırakılarak teknenin ve armanın zarar görmemesi için çok küçük bir fırtına yelkeninin basılması ya da yelkenlerin tamamen indirilerek teknenin fırtınanın yönüne bırakılması olarak açıklanabilir.
Pazar günü Miami’den Lizbon’a doğru start alan altı takım, Atlantik’te altı kola ayrılmış durumda. Pruvasını doğuya yönelten filonun başını Groupama çekiyor.
20 Mayıs 2012 Pazar
Loick Peyron Venedik'e damgasını vurdu
ACWS’nin
Venedik ayağı öncesi yapılan tahminler tuttu ve final yarışı sonunda dengeler
değişti. Etabın ilk yarışlarından itibaren çok iyi performans gösteren Loick
Peyron’lu Energy Team, final yarışında da aynı başarıyı gösterdi ve zaferi elde
etti.
Ekipler
dün çok hafif hava koşullarında start aldı. Muhtemelen bu serinin en zorlu
yarışıyla karşı karşıya kalacaklarının da farkındaydılar. Arada kendini gösteren sağanaklar, pozisyonların an be an değişmesine neden oldu. Yarışın ilk
dakikalarında Peyron, bir hava kanalı yakalayarak filonun önüne geçti. Onu
birkaç dakika sonra Oracle Team USA Spithill aynı avantajı yakalamayı başardı. Kıran kırana geçen
yarışta finiş hattına
ilk ulaşan Peyron ve ekibi oldu. Onu Jimmie Spithill ve ekibi takip ederken hemen arkalarından ETNZ ve Artemis Racing finişe ulaştı. Öncü grubun çok
gerisinde kalan filonun geri kalan kısmı yarışı, zaman limitine yakın bir
sürede tamamladı.
Yarış
sonrası konuşan Peyron, “Sanırım hafif hava koşulları bize daha uygun. Aslında bu tür havalara çok alışkınım. Bu bizim
için çok büyük bir başarı. Küçük bir takımız ama umarım bu sadece bir başlangıç
olur” dedi.
2011-2012 serisinin son yarışı önümüzdeki ay 26 Haziran-1 Temmuz arası ABD’nin Newport kentinde yapılacak. Bu yarışın sonunda serinin birincisi de belli olacak. Genel sıralamada puan durumu şöyle:
1.
ORACLE TEAM USA Spithill-84 puan
2. Emirates Team New Zealand-80 puan
3. Artemis Racing-71 puan
4. Energy Team-65 puan
5. Team Korea-56 puan
6. ORACLE TEAM USA Bundock-53 puan
7. Luna Rossa Piranha-34 puan
8. China Team-31 puan
9. Luna Rossa Swordfish-21 puan
2. Emirates Team New Zealand-80 puan
3. Artemis Racing-71 puan
4. Energy Team-65 puan
5. Team Korea-56 puan
6. ORACLE TEAM USA Bundock-53 puan
7. Luna Rossa Piranha-34 puan
8. China Team-31 puan
9. Luna Rossa Swordfish-21 puan
Miami yarışının galibi Abu Dhabi
Volvo Ocean
Race’te sıra geldi yedinci ayağa. Sanya’nın yeniden yarışa dönmesiyle yeniden altı tekneye ulaşan filo yerel
saatle 17:00’de Miami’den Lizbon’a doğru start alacak.
Starttan bir
önceki gün, yani dün Miami koyiçi yarışı yapıldı. Yarışta birinciliği Abu Dhabi
aldı ve altı puanı da hanesine eklemeyi başardı. Ian Walker ve ekibi yarışta
müthiş bir performans sergiledi. Özellikle Groupama’yla Abu Dhabi arasında sıkı
bir çekişme yaşandı. Mücadaleyi kazanan taraf Abu Dhabi oldu. Groupama finişe Abu Dhabi’nin hemen ardından
ulaşrak ikincilik elde etti.
Finiş
hattında bir mücadele de Puma’yla Camper arasındaydı. Yarışın sonuna doğru çok
yakın seyreden iki takımdan Puma, finişe sadece metreler kala Camper’ı geçerek
üçüncülüğe yerleşti. Sanya beşinci, Team Telefonica ise sonuncu oldu.
Miami mücadelesi,
Abu Dhabi’nin koyiçi yarışlardaki dördüncü zaferi. Abu Dhabi’nin skipper’ı Ian
Walker, yarışın çok zorlu geçtiğini söyledi
ve şöyle devam etti: “Bu yarışa hazırlanmak için çok fazla vaktimiz
olmadı. Ancak son iki gün çok sıkı antrenman yaptık. Amacımız dünyaya Abu
Dhabi’nin bu oyundan vazgeçmediğini göstermekti. Ve bunu başardık. “
Takımlar
şimdi, yerel saatle 17:00’te Atlantik’i aşmak üzere 3.580 millik yedinci etap
için start alacak ve Lizbon’a doğru rota tutacak.
Volvo Ocean
Race’te son puan durumu şöyle:
1.
Team Telefonica: 165 puan
2. Groupama Sailing Team: 158 puan
3. CAMPER with Emirates Team New Zealand: 152 puan
4. PUMA Ocean Racing powered by BERG: 151 puan
5. Abu Dhabi Ocean Racing: 74 puan
6. Team Sanya: 27 puan
2. Groupama Sailing Team: 158 puan
3. CAMPER with Emirates Team New Zealand: 152 puan
4. PUMA Ocean Racing powered by BERG: 151 puan
5. Abu Dhabi Ocean Racing: 74 puan
6. Team Sanya: 27 puan
Fotoğraf:
Paul Todd
19 Mayıs 2012 Cumartesi
Tekneye bir de buradan bakın
Şu her yere
kolaylıkla monte edilebilen minicik GoPro kameralar sayesinde görüntüleri
izlerken neredeyse o anı bizler de yaşamaya başladık. Bu görüntü geçtiğimiz
günlerde İngiltere’nin Falmouth kentinde yapılan Finn Sailing Gold Cup 2012’den.
Hani şu Ben Ainslie’nin “tarih yazdığı” yarıştan. Görüntülerdeki sporcu
Hollandalı Heinvan Egmond. Kendisi 92 yarışçı arasından 34’üncü olmuş. Egmond,
genellikle teknenin kıçına yerleştirilen kamerayı bu kez direğin en tepesine
takmış. Videoda etkileyici görüntüler var, özellikle direğin suya girdiği anı kaçırmayın
derim.
18 Mayıs 2012 Cuma
Ben Ainslie hayallerine bir adım daha yaklaştı
İngilizlerin medar-ı iftiharı 35 yaşındaki Ben Ainslie, bir
rekor daha kırdı. Falmouth’da yapılan Dünya Finn Şampiyonası’ndan zaferle çıkarak bu unvanı altıncı kez elde eden ilk yelkenci oldu. Ainslie, hafta boyunca yapılan dokuz yarıştan yedisinde
birinci oldu. Bu çok büyük başarı çünkü 1956’dan bu yana düzenlenen şampiyonada
bugüne kadar üç kereden fazla birinci olan bir başka sporcu daha yok. Ainslie,
bu rakamı kat be kat geçerek altıncı kez Dünya Finn Şampiyonu oldu. Ainslie
daha önce; 2002, 2003, 2004, 2005, 2006
ve 2008 yıllarında bu ünvanı elde etmişti.
Bu kez, dünya şampiyonu olmasının yanı sıra yarışların bir başka
anlamı daha vardı Ainslie için. “Bu yıl kazanmak benim için daha da özel. Çünkü
şampiyonaya ev sahipliği yapan Falmouth büyüdüğüm ve yelkene ilk adımımı
attığım, öğrendiğim yer. Dolayısıyla benim için ayrı bir anlamı var.”
Bu arada Ben Ainslie cephesinden çok önemli bir haber daha var.
America’s Cup’ta yarışan Oracle Racing’in CEO’su Russel Coutts, Ainslie’nin önümüzdeki yıl San Fransisco’da yapılacak 34. America’s
Cup’ta teknelerinden birinin dümeninde olacağını söyledi. Coutts, “Ben Ainslie’nin
takımımıza katıldığını büyük bir mutlulukla açıklıyoruz. Teknemizin birinin dümeninde
Jimmie Spithill, diğerinde de Ben
Ainslie olacak. Çok heyecanlı olduğumuzu söyleyebilirim. Bu iki isimle birlikte
yarışların kıran kırana geçeceğinden hiçbirimizin şüphesi yok. Son üç ayı,
ekiplerimizi dünyanın en iyi yelkencilerinden oluşturmak için çalışarak
geçirdik. Ainslie’nin takımımız için en
iyi seçim olduğundan eminiz.”
Ben Ainslie aslında America’s Cup’a kendi adını taşıyan, Ben
Ainslie Racing ile katılmayı planlıyordu. Hatta takımın duyurusu geçtiğimiz
aylarda resmen yapılmıştı. Ancak Ainslie’nin, teknenin yarışa yetişmesi konusunda umudu kalmadığı için Oracle’ın teklifini kabul
ettiği söyleniyor.
İlginç bir anekdot… Edindiğim bilgiye göre Ainslie’nin iki büyük
hayali varmış. Biri olimpiyat kupasını kazanmakmış –ki bugüne kadar kendisi bir
gümüş ve arka arkaya üç altın madalya
elde etti ve böylece tüm zamanların en başarılı olimpik yelkencisi ilan
edildi. Diğer hayali de America’s Cup’ı elde etmekmiş. Oracle’la yaptığı bu anlaşmayla Ainslie, bu
hayaline bir adım daha yaklaştı.
17 Mayıs 2012 Perşembe
Volvo Ocean Race’in bir de bu yüzü var
Volvo Ocean Race... Gelişmiş
teknolojiyle donatılmış altı VOR70'in doğayla mücadelesi. Biz Volvo Ocean
Race’in bu kısmını takip edenleriz. Ancak altı kıta, 10 ülke dolaşan; perde
arkasında binlerce çalışanın bulunduğu bu dev organizasyon aynı zamanda belki
de tüm zamanların en büyük halkla ilişkiler organizasyonu. Görevli yüzlerce
kişi her gün izleyicilere yarıştaki gelişmeleri aktarmak için gece gündüz
çalışıyor, altı teknedeki gelişmeleri bizlere ulaştırıyor. Yani Volvo Ocean
Race’in bir de bu yüzü var. 29 Ekim’de start alan yarışın medya geri dönüş
raporu açıklandı. Rakamlar, henüz
tamamlanmayan 2011-2012 yarışının bir öncekini çoktan aştığını gösteriyor. Rapordan ilginç anekdotlar aşağıda.
· Yarışın tüm dünyada televizyon
kanallarındaki görünme oranı bir önceki yarışa (2008-2009) göre yüzde 90 arttı.
· 19 Şubat’tan bu yana 880 milyon kişi
1.200 saat Volvo Ocean Race haberlerini televizyondan izledi. İzleyenlerin
büyük çoğunluğunu, ilk kez Volvo Ocean Race'te yer almalarından olsa gerek Çinliler oluşturdu. İzlenen görüntüler ağırlıklı olarak
ekipteki medyacıların gönderdiğiydi. Bir önceki yarışta izleyici sayısı ise 459
milyondu.
· TV kanallarında yarışa en çok yer
veren ülke İspanya oldu. Onu ABD ve Çin izledi.
· Yazılı basında Volvo Ocean Race
haberlerini okuyanların sayısı yine bir öncekine göre yüzde 45 arttı.
· Yarışın resmi internet sitesini bugüne
kadar 35 milyon kişi ziyaret etti. Sayfa görünümü 110 milyona ulaştı.
· Facebook’taki hayran sayısı 18
Mart’tan bu yana 111 bine ulaştı. Bu da Volvo Ocean Race’i bu platformdaki en
büyük yelken organizasyonu haline getirdi.
Volvo Ocean Race CEO’su Knut
Frostad, medyada görünümü artırmanın stratejilerinin önemli bir bölümünü
oluşturduğunu söylüyor. Özellikle online mecralardaki artıştan çok mutlu
olduklarını söyleyen Frostad şöyle devam etti:
“Yarış organizatörlerinin bir amacı
da durak kentlerdeki yarış köylerine olan ziyaretçi sayısını artırmaktı. İlk
dört durak kent; Alicante, Cape Town, Abu Dhabi ve Sanya’yı 1.3 milyon kişi
ziyaret etti. Artık insanların yarış köyünde daha fazla vakit geçirdiğini
görmek mutluluk verici. Finişe daha uzun bir yolumuz var. Bu rakamları daha da artırmakta
kararlıyız.”
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)