29 Ağustos 2013 Perşembe

Team Red&White, süper maksiye terfi etti


Team Red&White ekibinden bir süredir pek bir haber almıyorduk. Ancak sessizliklerinin sebebi anlaşıldı. Meğer büyük bir organizasyonun hazırlığı içerisindelermiş. 24 ve 30 feet’ten sonra çok daha büyük bir tekneye terfi eden takım Maxi Yacht Rolex Cup’a katılmak üzere pazartesi günü Porto Cervo’ya gidiyor.

Mini maksi ve süper maksilerin mücadele edeceği yarış 1-7 Eylül tarihleri arasında yapılacak. Mahmut Saral, Efe Kuyumcu, Arif Ayaz ve Melih Altınkut’tan oluşan Team Red&White ekibi de German Frers tasarımı, CNB üretimi 31,73 metrelik Only Now adlı teknede yarışacak. Yani 19 kişilik yarış takımının  dördü Team Red&White ekibi olacak. 2002 yılında İngiltere’de üretilen sloop armalı Only Now’ın dümencisi İspanyol yelkenci Pablo Benjumeda Arrobas. Taktisyeni ise 2011-12 Volvo Ocean Race’te Telefonica’da yarışan Jordi Calafat.


1980’den bu yana düzenlenen ve maksilerin ilk şampiyona yarış olan Maxi Yacht Rolex Cup, 18-24 metre mini maksi ve 30,5 metre üstü süper maksiler sınıfında yapılıyor. Aralarında 25 metrelik Aegir, 36 metrelik Shamrock gibi meşhur teknelerin de bulunduğu 24 teknelik filonun en büyüğü ise 48 metrelik İtalyan Nativa olacak. Ekibin Porto Cervo maceralarını Efe Kuyumcu’nun kaleminden Naviga’nın ekim sayısında ve tabii ki Başüstü’nde okuyabilirsiniz. Team Red&White’a Porto Cervo’da bol şans diliyoruz.

16 Ağustos 2013 Cuma

Fastnet’te baba oğulun zaferi

Fotoğraf: Kurt Arrigo/Rolex
Fastnet Yarışı’nın 88 yıllık tarihinde bir ilk gerçekleşti ve IRC sınıfının genel sıralama birincisi ilk kez iki kişilik bir ekip (doublehanded) oldu. Fransız baba-oğul Pascal ve Alexis Loison, JPK 1010 model Night and Day isimli tekneleriyle bu büyük zaferi elde etti.

İkili dün saat 07:19 sıralarında Plymouth’daki finiş hattını geçti. En yakın rakibi bir başka Fransız JPK 1010 Foggy Dew de sadece 7 dakika sonra finiş hattındaydı. Teknelerini şubat ayında alan baba-oğulun bu ikinci Fastnet yarışı. Baba Pascal, “Yaşadıklarımız bir rüya gibi. Bunu özellikle oğlumla birlikte başardığım için çok mutluyum” diyor. Aslında bir Figaro yarışçısı olan Alexis de başarılarının özel bir sırrı olmadığını, sırrın belki de yıllardır birlikte yelken yapmaları olduğunu söylüyor. “300 tekneye karşı yarıştık. Bir çoğu çok profesyonel büyük ekiplere sahipti. Ancak biz de çok iyi hazırlandık.”

İkilinin tek üzüntüsü Fastnet Kayalığı’nı geçerken manzaranın tadını çıkaramamak. “Ne zaman Fastnet’ten geçsek hava çok sisli oluyor. Biz geçerken yağmur vardı ve 300 metrelik görüş mesafesine sahiptik. Ama biliyoruz orada bir kayalık var” diye ekliyor Loison’lar.

336 tekneyle bu yıl katılım rekoru kıran Rolex Fastnet Yarışı bugün sona erdi, ödül töreni de şu sıralar yapılıyor.




15 Ağustos 2013 Perşembe

MiniTransat 2013’e zorunlu veda



“Üzerinden zaman geçtikçe yaşananların daha iyi kavranıp sindirilebildiği gerçekmiş. Kazadan tek parça çıkmamın ne kadar büyük bir şans olduğunu sonradan idrak ettim. Haftalar sonra sahneler film şeridi gibi gözlerimin önünden geçerken olay anında vücudumu basan adrenalin yüzünden fark etmediğim korkuları bile derinden hissettim.”

Tolga Pamir’in haziran ayında Trofe Map yarışı esnasında geçirdiği korkunç kaza hala akıllardan çıkmadı. Bir gün önce Fransız bir yelkencinin hayatını kaybettiği bölgede meydana gelen kazada teknesi paramparça olan Tolga’nın hiç yara almadan kurtulması aslında gerçek bir mucizeydi. Olayın sıcaklığıyla yaşadıklarının ciddiyetini tam olarak fark edemediğini itiraf eden Tolga Pamir, Naviga’nın ağustos sayısında yer alan yazısını da işte bu cümlelerle başlıyor.


Tüm bu mücadele uzun zamandır uğruna savaştığı Mini Transat 2013 yarışı içindi. Ancak Tolga bu yazısında bu savaştan çekilmek zorunda kaldığını duyuruyor. büyük mücadeleye veda ettiğini, daha doğrusu veda etmek zorunda kaldığını da duyurdu. Sebebi ise özetle şöyle:

“Kazadan bir hafta sonra Mini Fastnet Yarışı başlıyordu. Hemen sınıf sitesinde kiralık ve satılık teknelerin sahipleriyle görüşmelere başladım. Kaya ile aynı 504 no’lu Pogo 2 müsait ve sahibi de masaya oturmaya hazırdı. Hatta telefonda anlaştık bile. Sınıf kuralları gereği tekne ve kaptanın 1.000 deniz milli yapması gerekiyor. Önümde 600 deniz millik Mini Fastnet ve 500 deniz millik Transgascogne yarışları bulunuyor. Yani oyunda kalmak ve MiniTransat’a katılmak için hâlâ fırsat var. Ancak pazartesi akşamı 504’ün sahibi olumsuz cevabını eşim aracılığıyla iletti. Hemen alternatif bir tekne arayışına başladım. Satılık prototipler, seriler etrafımda akbaba gibi dönüyordu sanki. Hepsinin teker teker geçmişini bildiğim için eksikler konusunda ne yapabileceğimi hızlı bir şekilde ortaya koyuyordum. Başka bir Pogo 2’de karar kıldım. Tekneyi çarşamba günü almaya gidebilecektim. Neredeyse yarışa hazır gibiydi. Ancak perşembe olduğunda; deplasman, kontroller ve hazırlıkları tamamlamanın imkansız olduğunu gördüm ve Mini Fastnet’ten çekildim.”


Defteri kapatmanın çok zor olduğunu söylüyor Pamir ancak bunun bir yenilgi değil açık deniz yarışçılığının bir parçası olduğunu da kabul ediyor. Bu hayalden vazgeçmek zorunda kalan birçok yelkenci de bunun kanıtı. Tolga Pamir, MiniTransat 2013’ten vazgeçti ama açık denizlerden değil. Yoluna devam edeceğini söyleyen Pamir yazısını şöyle tamamlıyor:

“Kısacası elveda MiniTransat. Bu kararımı buradaki birçok denizcinin takdirle karşıladığını ve cesaret vermeye devam ettiğini söyleyebilirim. Bir burukluk kalsa da 2011 yılında bu acayip macerayı gerçekleştirebilmiş olmam kimi zaman kişisel avunma kaynağım. Ancak açık denizden vazgeçmiş değilim. Sırada ne var diyorsanız, şimdilik işime konsantre olmak. Zamanla taşlar yerine oturacak. Denizi hep bir heykeltraşa benzetiyorum. Kayaları binlerce yıldır döven, şekillendiren okyanus sularının yeni eserlerini önümüzdeki süreçte birlikte göreceğiz...”


Yazının tamamını Naviga’nın ağustos sayısında okuyabilirsiniz.

Fotoğraflar: Gildas Hemon-KERYS

14 Ağustos 2013 Çarşamba

Team SCA kızları kendini kanıtladı

Ian Walker, SCA ekibini kutluyor.
Fotoğraf: Rick Tomlinson/Team SCA
Pazar günü 45’inci kez start alan, dünyanın en zorlu açık deniz yarışlarından Rolex Fastnet Race’te çok gövdelilerin ardından finişler devam ediyor. Önceki yılların aksine oldukça hafif havada gerçekleşen ve dolayısıyla alabora ya da direk kırma gibi olayların meydana gelmediği  bu yarışta gözler hiç kuşkusuz, önümüzdeki yıl Volvo Ocean Race’te sınavını verecek kadınlar takımı Team SCA’in üzerindeydi.

Canting Keel sınıfında yarışan Sam Davies skipper’lığındaki kızlar takımının en büyük rakibi, Volvo Ocean Race’te de karşı karşıya geleceği rakiplerden biri olan Abu Dhabi Ocean Racing’di. Aylardır takımın merkezi Lanzarote’de antrenmanlarını sürdüren ve ekip olarak ilk kez parkura çıkan Team SCA ile Ian Walker skipper’lığındaki Abu Dhabi arasında yarış boyunca çok sıkı bir mücadele yaşandı. Yarışın büyük bölümünde Team SCA liderliği sürdürürken, Abu Dhabi dün gece geç saatlerde liderliği ele geçirdi ve finişe ilk ulaşarak Canting Keel sınıfında ‘line honour’ unvanını elde etti. Team SCA ise, Abu Dhabi’den sadece 12 dakika sonra Plymouth’daki finiş hattındaydı. Düzeltilmiş zamanda sınıfın birincisi Fransız Cartouche ekibi olurken Team SCA dördüncü, Abu Dhabi de beşinci oldu. SCA, Fastnet Yarışı sayesinde önümüzdeki yıl gireceği çok sert mücadele öncesi performansını da kanıtlamış oldu.

Bu arada IMOCA 60’lardada finişe ilk ulaşan Vendee Globe birincisi François Gabart’dı. İlk Fastnet deneyimi olmasına rağmen çok iyi yarış çıkaran Gabart, Macif’iyle başarısını bir kez daha perçinlemiş oldu. Tek gövdeli teknelerde de  Esimit Europa 2, finiş hattını birinci olarak geçmeyi başardı.


13 Ağustos 2013 Salı

Fastnet’te devler kapıştı


Bu yıl 45’incisi düzenlenen ve katılım rekoru kıran Rolex Fastnet Race tam anlamıyla devlerin savaşına dönüştü. Dünyanın en hızlı çok gövdelisi olarak tanınan Yann Guichard ve Dona Bertarelli skipper’lığındaki Spindrift 2 yarışta finişe ilk ulaşan tekne oldu.

Royal Ocean Racing Club (RORC) tarafından düzenlenen ve dünyanın en zorlu açık deniz yarışlarından biri olan Rolex Fastnet Race 2013’e kayıt veren tekne sayısı, kayıtlar açıldıktan sadece 4,5 saat sonra 200’ü aşmıştı hatırlarsanız. Katılım rekoru kıran bu zorlu mücadeleye bu yıl 20 farklı ülkeden tam 335 tekne kayıt yaptırdı. Filo tam bir devler geçidi; maksi trimaranlardan IMOCA 60’lara, VO70’lerden Class 40’lara kadar birçok farklı model yer alıyor.  Yarışta bazı ilkler de mevcut…

Fotoğraf: Kurt Arrigo
Mesela Volvo Ocean Race 2014-15’te VO65’lerle yarışacak ilk kadın takım SCA’in ekip olarak ilk yarış deneyimi. Eski Puma’nın VO70’iyle yarışan takımın skipper’lığını Sam Davies, koçluğunu da Volvo Ocean Race profesyonellerinden Brad Jackson üstlendi. Takımın en büyük rakibi, hız rekoruna sahip ve Ian Walker skipper’lığındaki bir diğer VO70 Abu Dhabi Ocean Racing.

Filonun en hızlısı ve en büyüğü 131 feet’lik Spindrift 2’nin de, Dona Bertarelli’nin sahipliğine geçtikten sonraki  ilk yarışı Fastnet 2013. Eski Banque Populaire V, Bertarelli tarafından satın alındıktan sonra Yann Guichard skipper’lığında henüz birkaç hafta önce yeniden suya inmişti. Fastnet 2013, D35’lerle göllerde yarışmaya alışkın, yelken tutkunu 45 yaşındaki iş kadını Dona Bertarelli’nin de ilk açıkdeniz yarış deneyimi oldu.


11 teknenin yarıştığı çokgövdeli sınıfında başka dikkat çekici isimler de var. Vendee Globe’u ikincilikle bitirdikten sonra kariyerini çokgövdelilerde sürdürmeye karar veren Armel le Cleach skipper’lığındaki Banque Populaire VII, Arapların yeni MOD 70’i Sidney Gavignet skipper’lığındaki Oman Air Musandam diğer iddialı tekneler.  Bir başka MOD 70, Sebastien Josse skipper’lığındaki Edmond de Rothschild-Gitana XV’te de tanıdık bir isim var. Daha geçen hafta International İstanbul Cup’ı birincilikle tamamlayan Fransız takımın skipper’ı Sebastien Col, İstanbul’dan döner dönmez Gitana’daki taktisyenlik görevine geçti.  

Fotoğraf: Lloyd Images
En iddialı sınıflardan biri de IMOCA 60’lar. Vendee Globe birincisi François Gabart, Macif’iyle ilk kez Rolex Fastnet Race’te yarışmak üzere kaydını yaptırmıştı. Sekiz tekneden oluşan IMOCA 60 sınıfında; Bernard Stamm, Alex Thomson, Jeremie Beyou, Vincent Riou ve diğerleri Vendee’nin ardından yine karşı karşıya geldiler.

Bu renkli filo 611 deniz millik açıkdeniz yarışını tamamlamak üzere 11 Ağustos Pazar günü  Cowes’taki Royal Yacht Squadron önünde kurulan start hattında yerini aldı. İlk önce çok gövdeliler, ardından IMOCA 60’lar, Class 40 ve Figaro’lar en son da IRC sınıfları oldukça hafif havada start aldı. Başarılı bir start yapan Spindrift 2, gece boyunca liderliğini sürdürdü ancak sabah erken saatlerde Land’s End civarında liderliği Sidney Gavignet skipper’lığındaki Oman Air-Musandam’a kaptırdı. Celtic Denizi’ne ulaşıldığında ise Banque Populaire VII devreye girdi. Ancak Fastnet Kayalığı’nı ilk dönen Spindrift 2 oldu. O sırada Banque Populaire VII ve Spindrift 2 arasında kapışma yaşanıyordu. Neredeyse borda bordaya ilerleyen iki takım bir ara birbirine o kadar yakındı ki aralarında sadece 300 metre vardı, her ikisi de aynı açıda ve aynı rotada ilerliyordu. Ancak bu savaştan galip çıkan takım Spindrift 2 oldu. Takım yarışı 38 saat 53 dakika ve 58 saniyede tamamladı ve start hattına ilk ulaşarak ‘line honour’ unvanını da kapan ekip oldu. Ondan sadece 22 dakika sonra da Banque Populaire VII geçti finiş hattını. Bir saat sonra da Oman Air Musandam. Düzeltilmiş zamanda ise Oman Air birinci, Banque Populaire VII ikinci, Spindrift 2’ de üçüncü oldu.



Rolex Fastnet 2013 devam ediyor. Yarışı hala tamamlayamayan çok gövdeliler var. Bu arada IRC sınıfındaki en sıkı çekişme Team SCA ile Abu Dhabi Ocean Racing arasında yaşanıyor. Kadınlar takımı liderliğini sürdürüyor. 

9 Ağustos 2013 Cuma

İlk Bolt 37 suya kavuştu


Suya inişini merakla beklediğimiz Türkiye’nin yeni yarış teknesi, Jason Ker tasarımı Bolt37’den güzel haber geldi. Tekne suya indi ve hatta ilk seyrini gerçekleştirdi. Üretimine yılbaşında başlanan ilk Bolt 37, Hollanda’dan gelen Hall Spar üretimi direğinin de monte edilmesiyle , Atabay Marina’da suya indirildi ve hani şu ‘maiden sail’ olarak adlandırılan ilk seyrini yaptı. Bolt 37 ekibi teknenin performansından çok memnun kaldıklarını söylüyor. Bilge Kerem Özkan ilk seyirlerini şöyle anlatıyor:

“Bugün nihayet ilk Bolt37'yi suya indirip kısa bir deneme seyri yaptık ve çok başarılı geçti. Hiç bir önemli aksaklık yaşamadık. Tek tük gözümüze çarpan eksiklikler vardı. Onları da tamamlaycağız. İş listemize dahil ettik. Kullandığımız teknenin elektroniklerinin montajı tamamlanmamıştı. Bu sebeple rüzgar kuvvetini tam olarak bilemesek de tahminimiz 16kt civarı, sağnaklarda 20kt civarı estiğiydi. Balon basmadık, sadece anayelken ve flokla kısa bir tur attık. Teknenin tepkileri çok keyifliydi. Kare tepe anayelken olmasına rağmen tekne çok stabildi.  4 tonun 2.250 kilogramının salma, bunun da 2.050 kilogramının 2,65m aşağıda olmasının büyük etkisi var tabii. Jason'ın bir kez daha kulaklarını çınlatıp, takdir ettik. Bu arada tabii Can da Jason'ın projesini harfiyen yerine getirdiğinden hafif ama sağlam bir tekne ortaya çıktı. Direği hidrolik kriko ile bastığımızda teknede en ufak bir esneme olmadı. Bunu sayaçtan birebir takip edebildik. Hall Spar'a dizaynları, üretimleri ve donatımları için teşekkür e-mail'i yazdığımda, onlarda tekneyi sağlam ve esnemeyen (stiff) bulduklarını belirttiler.”

Teknenin ilk seyrinden videoları aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz. 



Dördüncü tekneyi de geçenlerde satan ekibin şimdi hedefi sonraki tekneleri birer ay arayla teslim etmek. Feyyaz Yüzatlı ve Hasip Gençer'e ait ilk Bolt 37 oldukça yakışıklı görünüyor, şimdi gözler yarışlarda göstereceği performansta. İlk yarışı bakalım hangisi olacak…


5 Ağustos 2013 Pazartesi

International İstanbul Cup 2013’te birinci Sebastien Col


Tezmarin-Beneteau tarafından, Türkiye Açıkdeniz Yarış Kulübü (TAYK) ve İstanbul Yelken Kulubü (İYK) ortaklığında Audi ve Garanti Leasing markalarının desteğiyle düzenlenen, organizatörlüğünü Ana Yelken Organizasyon’un (AYO) üstlendiği International İstanbul Cup 2013 dün yapılan iki şamandıra yarışı ve ardından ödül töreniyle sona erdi. Fransa, Rusya, Malta’nın da aralarında bulunduğu sekizi yabancı toplam 14 takımın üç gün boyunca Beneteau Platu 25’lerle verdiği mücadelenin galibi Fransız takım Sebastien Col ve ekibi oldu.


1 Ağustos’ta başlayan organizasyonun son iki mücadelesi dün Fenerbahçe-Kınalıada arasına kurulan parkurda şamandıra yarışı olarak yapıldı. İlk yarışın startı saat 13:40’ta verildi. Start hattından ilk çıkan takımlar sırasıyla Levent Peynirci, Rus takım Gleb Bobirenko ve Sebastien Col oldu. Birinci şamandıra dönülürken lider durumdaki  Col ve ekibiyle ona çok yakın seyreden Peynirci arasında sıkı bir kapışma yaşandı. Onur Bilgen ekibi ise startta şamandıraya değdiğinden ceza dönüşü yapmak zorunda kaldı. Bu arada atağa geçen Yunan George Panagiotidis ve ekibi birinci şamandırayı Col ve Peynirci’nin arkasından dönmeyi başardı. İkinci şamandıra dönüşünde de sıralama değişmedi. Ardından Fransız ekip arayı açarak saat 14:30’da finişe rahat bir şekilde ilk sırada ulaşmayı başardı. Son anda sürpriz yapan Gleb Bobirenko ve ekibi ikinci olurken onu Peynirci takip etti.


İkinci ve son yarışın start düdüğü ise 15:00’te çaldı. Col, Bobirenko, Hırvat Tihana Tadinac, Panagiotidis ve Peynirci çok yakın start aldı ancak bir süre sonra Fransız takım arayı açarak bir kez daha filonun lideri oldu. Yarış süresince tüm şamandıraları açık ara ilk sırada dönen takım bu yarışı da rahatlıkla alarak International Istanbul Cup 2013’ün birincisi oldu. Üç günlük mücadelenin sonunda ikincilik kürsüsüne Levent Peynirci ve ekibi, üçüncülüğe de Oğuz Ayan ve ekibi çıktı.

International Istanbul Cup 2013’ün ödül töreni dün akşam İstanbul Yelken Kulübü’nde düzenlenen partiyle sahiplerine verildi. Yarışın birincisi Sebastien Col, yaptığı konuşmada Türkiye’de yarışmanın çok keyifli olduğunu ve bir sonraki yarışı heyecanla beklediğini belirterek organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür etti.