İki
haftadır kadınlarla yelkenden gidiyorum. Sanmayın ki denizde kadın-erkek farkı
gözetirim. Sadece şartlar bunu gerektirdi. Ama güzel de oldu hani. Bir önceki
hafta sonu BAYK Kış Trofesi’nin üçüncü ayağında Sea Witches ekibiyle -kendi
çapımızda- destan yazmış, Bodrum’da nefis bir hafta sonu geçirmiştim.
Geçtiğimiz hafta sonu da TAYK’ın takımı W Collection’ın daveti üzerine yine bir
kadınlar ekibi olarak denize açıldık. Antrenman günü 8 Mart Dünya Kadınlar
Günü’ne gelince böyle güzel bir organizasyon düşünmüş TAYK ekibi. Teşekkür eder
bu tip organizasyonlarının devamını dileriz.
Şimdiden üşüdük, ıslandık |
Hızlı
bir yarış teknesiyle heyecanlı bir seyre davet alınca gitmemek olmaz, hava buz
gibi ve yağmurlu olsa da. Bir türlü gelmeyen soğuk kışın en sonunda tam bize
denk geldiği 8 Mart Cumartesi sabahı erkenden marinada buluştuk o günkü ekip
arkadaşlarımızla. Toplam 13 kadındık. Aramızda çocukluğundan bu yana yelken
yapan da vardı, sadece birkaç sene önce başlayan da. Ve hatta hayatında ilk kez
yelkenli tekneye binen de... Yelkenler hazırlandı, basıldı ve çıkıldı yola.
Soğuk mu soğuk havada bir saat boyunca keyifli bir seyir yaptık, balon bastık,
bir rakibimizle mini bir kapışma yaşadık.
Ekibe gelince... 13 kadının neredeyse tamamı ilk kez orada tanışmış ve hatta karşılaşmış olmasına rağmen gayet uyumlu bir çalışma sergiledi. Birkaç antrenman yapsa gayet başarılı bir ekip çıkarabilecek durumdaydı. Hani diyoruz ki kadın ekiplere daha fazla fırsat verilse, sponsorlar biraz da bu takımların elinden tutsa. Volvo Ocean Race'te yarışacak Team SCA gibi...
Ekibe gelince... 13 kadının neredeyse tamamı ilk kez orada tanışmış ve hatta karşılaşmış olmasına rağmen gayet uyumlu bir çalışma sergiledi. Birkaç antrenman yapsa gayet başarılı bir ekip çıkarabilecek durumdaydı. Hani diyoruz ki kadın ekiplere daha fazla fırsat verilse, sponsorlar biraz da bu takımların elinden tutsa. Volvo Ocean Race'te yarışacak Team SCA gibi...
Teknenin
gerçek ekibi görevi devralmak üzere botla yanaştığında, onların uyarısı üzerine
ne kadar açıldığımızı ancak fark ettik. Yaklaşık 1,5 saatlik seyrin ardından teknenin
o güne özel kadın konukları bota geçti, gerçek ekibi görev yerlerini devraldı.
Ben de TAYK’tan Cihan Erkan’ın “Sen kalmak ister misin” sorusuna elbette
kayıtsız kalamadım ve şanslı eleman olarak ekiple birlikte antrenmana devam
ettim. Yasemin Akyıl dümenciliğindeki TAYK’ın yarış ekibi W Collection'ın antrenmanını izledim, az biraz da yardım
ettim.
Dümencimiz Yasemin |
Teknik
kritiğini yapamasam da amatör yelkenci ve yarışçı olarak takımın teknesi Bolt37’yle
ilgili söyleyebileceğim birkaç gözlemim var.
- Bir kere tasarımı ve çözüm önerileri oldukça
farklı. Her teknede bulunan koç boynuzu ya da mapa gibi çıkıntılar bu teknede
yok. Güverte ve başüstü dümdüz. Benim gibi her yere takılan, bir yerlerini
çarpan ve hatta bu haliyle bir de başüstü işi yapanlar için oldukça konforlu
bir ortam.
- Konfor dediysek bildiğimiz konforu aramayın.
Tamamen yarış teknesi olarak tasarlandığından içerisi bildiğiniz kabuğun iç
kısmından ibaret. Mutfak dediğiniz küçücük bir tezgah. Şöyle oturabileceğin
yumuşak bir yer yok. Sadece birkaç dar ranza var. Tıpkı VO70’ler gibi. Bir de
biraz uzun boyluysanız içeride işiniz zor. Ufak tefek bir arkadaşı içerideki
işlerden sorumlu tutmak en mantıklısı. W Collection Sailing Team de öyle
yapmış. Eh hızlı olması için bazı şeylerden ödün vermek gerek.
- Güverte çok geniş ve düz olduğundan
tramolalarda rüzgarüstüne geçmek de çok rahat. Kaymaz zemin de bir şahane. Yine
benim gibi sakarları düşünerek söylüyorum.
- Gövde çok ince olduğundan havuzluk zemini
bayağı esnek. 51 kiloluk ben bile yürüdüğümde zemin hafiften yaylanıyor. Bu durum bazılarının kafasında "Tekne acaba sağlam değil mi?" sorusunu oluşturuyor. Tekneyi üreten Can Ergün ise bunu şöyle açıklıyor: "Yarış teknesi esner. O yüzden üzerinde zıplanmaz, koşulmaz, yumuşak adımla basılır. Zira amaç yelken ve salmadan gelen yükleri minimum ağırlıkla karşılayabilmektir. Mühendisliği sınırda yapılan yarış teknesi adımlarda esner. Esnemezse gereğinden fazla ağırdır ve mühendisliği rafine yapılmamış demektir" diye açıklıyor.
- İlk defa runner’lı bir tekneye bindim. Yani bu teknenin kıç ıstralyası yok. Düşününce ürkütücü. O yüzden basit bir görev gibi görünse de runner’cılık oldukça önemli bir iş.
- İlk defa runner’lı bir tekneye bindim. Yani bu teknenin kıç ıstralyası yok. Düşününce ürkütücü. O yüzden basit bir görev gibi görünse de runner’cılık oldukça önemli bir iş.
- Farklı tasarımı nedeniyle ilk önce biraz
şaşırsanız da kullanımı hiç de zor değil. Hemen alışılıyor. Güçler
bölündüğünden ekipte herkese rahat rahat görev düşüyor. Ancak koordineli
çalışmak önemli. Bir güzel yanı da o kadar insanın en hızlı olunması gerektiği
zamanlarda bile birbirine çapariz yapmadan görevini rahatça yapması.
- Hızlı, gerçekten hızlı bir tekne. Ruhunuzda
rekabet varsa sizi fazlasıyla tatmin ediyor. Hele benim gibi bugüne kadar gezi
tipi teknelerde yarıştıysanız neye uğradığınızı şaşırıyorsunuz. Biz o gün 10
knot’ta 7 knot orsa hızı gördük. Ertesi gün daha sert havada açılan bir başka
ekip 20-22 knot rüzgarda balonla 15 knot hıza ulaşmış.
Son not: W Collection Sailing Team'le siz de yarışabilirsiniz. Bunun için TAYK'la iletişime geçmeniz gerek. Başlıkta da söylediğim
gibi Kadınlar Günü bahane, Bolt37’yle seyir şahaneydi. Yaklaşık beş saatlik
seyire rağmen tadı damağımda kaldı diyerek yazımı tamamlıyorum.
Fotoğraflar: Ayşe Evciler Erda
Selfie'mizi de 'çekiniriz' |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder