Chay Blyth Cape Horn'da |
Sir Chay Blyth, dünyanın en ünlü
yelkencilerinden biri. Aynı zamanda en cesurlarından. Çünkü bu maceraperest
adam yıllar önce kimsenin cesaret edemediği bir yolculuğa çıktı ve dünyanın
etrafını tek başına tersten dönen ilk yelkenci oldu.
Blyth’ı bu noktaya getiren tek bir itici güç
var o da maceraya bağımlılığı. Hayatı başlangıçta herkes gibiydi. İskoçya’nın
sıradan bir kasabasında, sıradan bir ailenin ferdi olarak dünyaya geldi. Yedi
kardeşin en küçüğüydü. 15 yaşında okulu bıraktı ve kasabadaki diğer gençler
gibi yaşı erdiğinden bir dokuma fabrikasına işçi olarak girdi. Ancak her gün
aynı şeyleri yaptığı bu iş, Blyth için fazlasıyla sıkıcıydı. Nitekim bir gün
çalıştığı makinayı bozdu, çünkü genç Chay o sırada bir kızla flört halindeydi.
Ustası geldi, söylendi. Gözü kara Chay de dayanamadı ve yumruğu ustasının
suratının ortasına patlatıverdi. Tabii bu fabrikadaki sıradan hayatının sonu
oldu. 18 yaşına geldiğinde orduya yazıldı ve paraşütçü birliğinde
görevlendirildi. Henüz farkında değildi ama bu görev, bundan sonraki sıra dışı hayatının
ilk adımıydı. Nitekim orduda kendini gösterdi ve hızla yükselerek 21 yaşında
alayın o zamana kadarki en genç çavuşu oldu. 1966 yılında 20 feet’lik bir English
Rose III isimli bir Open Dory’le, yine ordudan arkadaşı John Ridgeway’le
birlikte kürek çekerek Atlantik’i geçti. Çoğu insan bu denemenin “intihar” olduğunu
söylüyordu. Ancak Blyth ve Ridgeway, birçok kez ölümle burun buruna geldikleri bu
seyri 92 günde tamamladı. Ülkelerine döndüklerinde bir kahraman gibi karşılanan
iki denizci, Britanya İmparatorluk Madalyası’na layık görüldü. Bunun üzerine Blyth,
1967’de ordudan ayrıldı ve yelken yarışlarına katılmaya başladı. Böylece
yelkenciliği öğrendi. 1971 yılında ise hayatının esas dönüm noktasını
oluşturacak “imkansız yolcuğa” karar verdi. Dünyayı, herkesin bildiği rota olan
batıdan doğuya doğru değil tam tersinden yapacaktı, üstelik tek başına. Bu aynı
zamanda hakim rüzgârları ve akıntıları karşına almak demekti. Blyth bu zorlu
yolculuğu 59 feet’lik ketch armalı teknesi British Steel’le 292 günde
tamamladı. Artık “dünyada ilk” unvanına sahip bir denizciydi. Sonrası çorap
söküğü gibi geldi, Whitbread Round the World, Round Britain Race, Round the
Island Race birincilikleri, Trans-Atlantic’te hız rekoru gibi. 1997’de yelkene
katkılarından dolayı Kraliçe Elizabeth II tarafından şövalye ilan edildi ve
“sir” unvanını aldı.
Blyth ve Edhem Dirvana |
Blyth artık 72 yaşında ve Gloucestershire’da
maceradan oldukça uzak bir hayat yaşıyor. Ancak yelkenciliğe katkıları organizatör
olarak devam ediyor.
Edhem Dirvana, bugünlerde Türkiye’de bulunan
Sir Chay Blyth’la Marmaris’te bir röportaj yaptı. Röportajdan anekdotlar
aşağıda. Tamamı Naviga’nın aralık sayısında.
·
Gençken kimsenin kalkışmadığı
maceraların peşindeydim. Dünyanın etrafını tek başına, herkesin tercih ettiği
yolun tersine dolaşmak da daha önce kimsenin yapmadığı bir şeydi. Benden ancak
21 sene sonra biri daha yaptı. Böyle bir şeyin oldukça zor bir iş olduğunu
düşünüp onun için gerçekleştirmeye karar verdim.
·
İngiliz ordusunda paraşütçüydüm,
oradan ayrıldıktan sonra yapacak bir şey arıyordum. Maceraya çok düşkündüm. Bu
yüzden maceradan maceraya atıldım. Bu hikayeleri yazıp kitap haline getirdim,
ayrıca makalelerim gazetelerde basıldı, paramı böyle kazandım. O zamanlar
gazeteler böyle hikayelere çok para veriyordu.
·
Denizde başına gelen en korkunç
olay Cape Horn açıklarındayken trimaranımızın devrilmesiydi. İki kişi denizin
ortasında kalıverdik ve kurtarılmayı beklemekten başka şansımız yoktu.
Kürekle Atlantik geçişi |
· Volvo Ocean Race tekneleri müthiş ama bana göre denizaltıya
benziyorlar. Bence daha denizci tekneler yapılsa daha iyi olur. Diğer yandan yarış
o kadar pahalı hale geldi ki çok az takım katılıyor. Bizim zamanımızda 25 tekne
katılmıştı.
· America’s Cup'ta yarışmak da çok
pahalı hale geldi, artık neredeyse çoğu takım için imkansız. Şirketler için çok
büyük bütçeler bunlar. Yönetim kurulları, yelken gibi az bir kitlenin izlediği
bir spor yerine futbola yatırım yapmayı tercih ediyorlar. Asıl problem bu.
·
Dünyanın etrafını benden sonra tek
başına tersten dönen Dee Caffari, bize gelen dümencilerdendi. İki çeşit insan
vardır. Biri odaya girdiğinde enerji saçar, bir diğeri ise enerji emer. Dee,
kesintisiz enerji kaynağı gibidir. Onun karizmatik, neşeli, zorluklarla başa
çıkan, güçlü ve başarıya odaklı bir kişiliği var. Dee’yi bu yolculuğa çıkmaya ben
ikna ettim. Çünkü ondaki azim ve kararlılık kimsede yoktu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder