2009 Moth Foiler Dünya Şampiyonu Bora Güları geçen ay
İstanbul’daydı ve yeni yarış teknesi Bolt 37’yi ziyaret etmişti. Biz de Naviga
olarak teknenin üretildiği Tuzla’daki CSC Composites ziyareti ve ABD’ye dönüş
yolu arasındaki birkaç saatlik sürede Güları’yı yakalamış ve sohbet etmiştik.
Kendisini zaten uluslararası basından takip ediyoruz. Görüşmemize, yelken
kariyerinde önemli bir role sahip babası Erdoğan Güları’yla gelen Bora’yı yakından
tanımak ise başka bir deneyim oldu. Bir saatlik röportajın sonunda kendisine
dair aklımda kalan, ne kadar heyecan ve adrenalin bağımlısı bir insan
olduğuydu. Özetle söylemek gerekirse Bora’nın tek derdi yelken yapmak. Nerede
ya da nasıl olduğu değil... Hem yelken kariyerini hem de Bolt 37’yi
konuştuğumuz Güları’nın röportajından bazı notlar aşağıda. Röportajın tamamı
Naviga’nın nisan sayısında.
- Bu yıl ekim ayında Hawaii Honolulu’da yapılacak 2013 Moth
Failer Dünya Şampiyonası’na katılacağım. 2009’da dünya şampiyonu olduktan sonra
bu unvanı 2010’da Simon Payne, 2011’de Nathan Outteridge, geçen yıl da Joshua McKnight’a kaptırdım. Çok sıkı
rakiplerim var ve işim kolay değil. Hedefim tabii ki yine dünya şampiyonluğunu
almak, kaybetmeyi hiç sevmiyorum.
- Moth, ABD’de de çok yaygın bir sınıf değil. Bildiğim
kadarıyla ABD’de yaklaşık 50 Moth yarışçısı var. Çoğu da henüz başlangıç
aşamasında. Aslında bu durum işi daha da heyecanlı ve zevkli kılıyor. Avrupa’da
biraz daha yaygın.
- Bu sınıfı seçmemdeki en önemli sebep, bu teknelerin
olağanüstü süratlere ulaşması. Çünkü tam bir hız bağımlısıyım. Ayrıca yarışçıyı
özgür kılan ve yelkencinin kendini geliştirmesine açık bir sınıf.
- Aslında ekstrem sporlar kategorisinde değerlendirebiliriz
Moth’u. Öğrenme aşaması çok zor ancak işi bir kez kaptınız mı her şey çok
zevkli hale gelmeye başlıyor. Donanımıyla sadece 30 kilogram ağırlığında bu
tekneler ve bu sayede en küçük bir esinti bile sizi inanılmaz hızlara
ulaştırıyor. Motoru olmayan bir uçak gibi.
- Ben bugüne kadar en yüksek 32 knot’a ulaştım. Miami’de,
bir fırtınadan hemen önceydi.
- Moth, Melges 24 ve TP52’de yarışıyorum ancak eğer günün
birinde sadece birini seçmek zorunda kalsaydım bu Moth olurdu. Bunun sebebini
yine hızı seviyor olmama bağlayabilirim. Bir de sanırım yalnız yarışmayı daha
çok seviyorum.
- Detroit’teki aile şirketinde çalışıyordum ama yarışlar
yüzünden çok işe gidemediğimden en sonunda patronum (babam) beni işten kovdu.
Artık hayatımda sadece yelken yarışları var.
- Geçen yaz Team Sanya’nın VO70’iyle Savannah’dan Miami’ye
seyir yapma fırsatım oldu. Beni Mike Sanderson davet etmişti. Yaklaşık 500
millik bir seyirdi. 24 saat süren bu seyirde sekiz saat boyunca dümen tutmama
bile izin verdiler. Ve ben tabii ki dümeni hiç bırakmak istemedim. Bir gün
Volvo Ocean Race’te yarışmak istiyorum.
- Türkiye’de hiç yelken yapma fırsatım olmadı. Yarışları
bazı yelkenci Türk arkadaşlarım sayesinde Facebook üzerinden takip ediyorum.
Extreme Sailing Series’in İstanbul ayağında ilk kez bir Türk takımının
yarışacağını duydum. X40’lar gerçekten çok heyecan verici tekneler. Türkiye’den
yarışmak için teklif gelse çok mutlu olurdum.
- Hepimizin başarılı işleriyle tanıdığımız Jason Ker,
Bolt37’de de iyi bir iş çıkarmış. Bence gelecek vaat eden bir tekne. Birçok
yarışçının ilgisini çekeceğini düşünüyorum. Ziyaret etmeden önce Scuttlebutt,
Seahorse, Sailing Anarchy gibi birçok uluslararası yayında Bolt 37’le ilgili
haber görmüştüm. Haberlerin altındaki yorumlar da şimdiden ilgi çektiğinin bir
göstergesi. Ben de performansını merakla bekliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder